|
Lagrenée, Louis Jean François — Alkibiades — Plutark |
---|
|
|
Plutark — Alkibiades Çeviren: Meriç Mete / İDEA YAYINEVİ |
I. Haklı olarak denir ki, Sokrates’in ona gösterdiği yakınlık ve dostluk
ün kazanmasında büyük ölçüde etkili olmuştur. ...
Alkibiades’in güzelliğine gelince, belki de yalnızca onun
yaşamının tüm çağlarında çiçeklenmeyi sürdürdüğü, ve çocukluk, gençlik
ve yetişkinlik dönemlerinin her birinde ona bu yıllarına uygun düşen bir
incelik ve çekicilik verdiğini söylemek yeterlidir. Euripides’in
“güzelin sonbaharı da güzeldir” sözleri evrensel olarak doğru değildir.
Ama az sayıda başkaları arasında, bedeninin yapısından ve gürbüzlüğünden
ötürü, Alkibiades için de kesinlikle doğrudur.
II. İleri yıllarında karakteri birçok tutarsızlık ve belirgin değişiklikler sergiledi, ve bu durum büyük girişimlerinin ve talihindeki sayısız değişimin ortasında bütünüyle doğaldı. Ama gerçek karakterinin birçok güçlü tutkusu arasında en güçlüsü üstünlük için duyduğu hırstı. Bu çocukluğuna ilişkin olarak bilinen öykülerden açıktır. Okulda genellikle öğretmenlerine gereken saygıyı gösterirdi. Ama özgür bir yurttaşa yakışmadığını ve soylu olmayan bir iş olduğunu düşündüğü için, flüt çalmayı reddetti. Lir ya da lüt çalmak kibar birine yakışan görünüşü bozmazken ya da kişinin yüzünü çirkinleştirmezken, dedi, buna karşı flüt çalan birinin yüzünü en yakın arkadaşları bile güçlükle tanıyabilirdi. ... “Öyleyse,” dedi, “flütler Thebesli gençler içindir. Onlar nasıl konuşulacağını bilmezler. Ama biz Atinalılar, babalarımızın dediği gibi, kurucumuz olarak Athena’yı ve koruyucumuz olarak Apollon’u biliriz. Bunlardan biri tiksinerek flütü elinden fırlatmış, öteki ise gösterişçi flütçünün derisini yüzmüştür.”1
|
IV. Çok geçmeden soylu doğumlu pekçokları Alkibiades’in çevresinde toplanarak ilgisini ve dostluğunu kazanmak için kur yapmaya başladılar. Bunların çoğu açıkça gözalıcı ve olağanüstü güzelliğinin çekimine kapılmışlardı. Ama çocuğun doğal soylu niteliklerine ve iyi yanlarına en büyük tanık Sokrates’in ona duyduğu sevgidir. Sokrates bunların onun dışsal güzelliğinde ışıl ışıl sergilendiğini gördü, ve varsıllığının ve konumunun, ve dalkavukluk ve yaltaklanma yoluyla onun duygularını kazanmaya çalışan Atinalıların ve yabancıların onun üzerindeki bozucu etkilerinden korkarak, eğer olanaklıysa araya girerek onu korumaya ve böylesine güzel serpilen bir çiçeğin vereceği meyvanın yokolup gitmesini önlemeye çalıştı. Çünkü Talihin yaşamın armağanları dediğimiz şeyler tarafından felsefenin gözüpek ve özgür uslamlamalarının ona ulaşamayacağı ve onu tam yüreğinden yakalayamayacağı bir yolda kuşattığı hiçbir insan yoktur. Bu Alkibiades için de böyleydi. Daha baştan şımartılmış olmasına karşın, ve onu bilgilendirip eğitecek birine kulak vermesinin önüne geçmek için onu hoş tutmaya çalışan kişiler tarafından engellenmesine karşın, Alkibiades yeteneklerinin iyi nitelikleri yoluyla en sonunda herşeyin Sokrates’te olduğunu gördü ve ona sıkı sıkıya sarılarak varsıl ve ünlü sevgililerini bir yana bıraktı. | Ve
kısa bir zaman içinde birbirlerine yakınlaştılar, ve insana yaraşmayan
hiçbir hazzın peşinde olmayan, hiçbir öpücük ve kucaklanma beklemeden
yalnızca ruhunun zayıflığını ortaya çıkarmaya ve boş ve aptalca kibirini
kırmaya çalışan bir sevgilinin sözlerine kulak vererek —
“Savaşçı bir kuş olmasına karşın, Sokrates’in çabalarının gerçekte tanrıların gençliğin sakınımı ve esenliği için bir tür önlemleri olduğunu düşünmeye başladı. Böylece kendini küçümsedi ve dostuna hayran oldu, ve onun esirgeyen inceliğini severek ve erdemine taparak, Platon’un dediği gibi, “sevginin sevgiye denk düşen bir imgesini” kazandı, ve herkes geri kalan sevgililerine karşı kaba ve uzak dururken Sokrates ile birlikte yemesi, alıştırma yapması ve aynı çadırda yaşaması karşısında şaşkınlığa düştü. |
Regnault
yorumunda Sokrates ile bağdaşmayan çok şey vardır. Aslında bu
hermeneutik bakış açısında Sokrates kendisi değildir. İmge sanatçının
kendisinin ve kültürünün moral karakterini yansıtır, Atina tinine
yabancı, erdemsiz ve yakışıksızdır. Sokrates’in Alkibiades’in
hetairaların yanında olmasına öfkelendiğini ya da bunu kıskandığını
düşünmek Sokrates’i anlamak değildir. Sokrates böyle bir durumda ılımlık
önerir, ve seks üzerine çok fazla zaman harcanmasını onaylamazdı.
Sokrates’in kendisi hetairaların eşliğinde düzenli olarak simpozyumlarda
bulunurdu. Daha sonraki bir başka yorumda üç soyunmuş hetairanın
bulunması Alkibiades’in bir orgiden çekilip çıkarıldığını imler ve
buradaki kadının Aspasia olması olasılığını ortadan kaldırır.
İÖ 445 yıllarında Atina’ya gelen Miletuslu Aspasia bir hetairaydı. Onun güzelliğinden olduğu kadar akıllı karakterinden de etkilenen Perikles onunla birlikte yaşadı. Perikles’in ondan bir oğlu oldu. Perikles aristokratik ailelerin başka kentlerle bağlaşmalar yapmasını engellemek üzere 451 yılında kendisi tarafından çıkarılan yeni bir yurttaşlık yasası gereği bir Atinalı olmayan Aspasia ile evlenemezdi, en azından politik kariyerini riske atmaksızın bunu yapamazdı. Ama Atina Meclisi Perikles’in isteği üzerine oğlunun bu kuralın getirdiği kısıtlamalardan bağışık sayılmasını kabul etti. Sokrates’in kendisi tarafından bile kentin en iyileri arasında sayılıan Aspasia bağımsız ruhlu, akıllı ve anlayışlı bir kadındı. Perikles’in metresi olarak onun dostlarına ve destekleyicilerine evsahipliği yapar, Atina imparatorluğunun önde gelen insanları ile politika ve felsefe çevresinde dönen tartışmalara katılırdı. |
|||||||
|
|||||||
|
|
Stoa (Sundurma) eski Yunanistan’da yaygın bir yapı tipiydi. Bunlar bir çatıyı destekleyen iki sütunlar dizisinden ve bir yan duvardan oluşurdu. Yazın sıcağından ve kışın soğuk rüzgarlarından kaçınmak isteyenler için gezinti sığınakları olarak hizmet ederlerdi. Birer alış veriş özeği olan bu yapılarda aynı zamanda Türe işleri de görülürdü. |
|
http://www.heritage-history.com/www/heritage.php?Dir=characters&FileName=alcibiades.php. |
|
|||